24 Ekim 2009 Cumartesi

Ortaköy

Dün akşam İstanbul'a geldiğim son bir aydan beri Ortaköy'e üçüncü gidişimdi. Şunu söylemeliyim ki, manzaranın keyfi akşam bir başka oluyor.

Yıllar önce Fatma ablamın söylediği gibi denize bakarak kumpir yemek veya kahve içmek orada yapılacak şeyler  arasındaydı. Yalnız oralarda dolaşırken size yavşayan kumpirci değnekçileri biraz rahatsız ediyor. Bir de seyyar çaycıları görmek istemiyorum.

Dünkü Ortaköy keyfinde, yanımda arkadaşım Ervin vardı. Şunu söylemeleyim; sevgiliyle veya arkadaşla gitmek oldukça keyifli. İnsan o rahatlamayı yanındakiyle paylaşıyor ve hoş oluyor. Bir başka sefere tek başıma gidip oradaki banklardan birinde kitap okuyabilirim.

Neyse, Ervinle otururken boğaz turu yapan küçük bir vapur geldi ve onunla akşam akşam boğaz turu yapmaya karar verdik. Bunu yapmayı ne zamandır istiyordum ve beklediğim gibi etkileyiciydi. Önce Boğaziçi köprüsünden FSM köprüsüne doğru kenarlara yakın, daha sonra da karşı taraftan dönüş yaptı.

FSM köprüsüne doğru giderken Galatasaray Adası'nı gördük. Orayı tv'lerde duymuştum ama yerini bilmiyordum. Ervin, ada hakkında kısaca bilgi verdi. Ortasında kocaman bir havuz varmış. Etrafında da kafeterya ve restoran var. Oldukça kalabalıktı. Eskiden sadece kulüp yöneticilerine açık olan bu adaya önceden rezarvasyon yaptıranlar da artık girebiliyormuş.

Not: Fotoğraf makinam Bolu'da kaldığı için kendim çekim yapamadım. Fotoğraflar google aramasıyla bulunmuştur.

2 yorum:

ceketli ali dayi dedi ki...

ya bu blog ne hoş bir fikir olmuş.

istanbul çoktan bunaltmaya başlamışken yazılarını okudukça iştahlandım. bahar gelse, yaz gelse de keyifle gezilse gene.

eline sağlık.

Ömür dedi ki...

teşekkür ederim, elimden geldiğince yazmaya çalışıcam. bu ara pek yazamadım ama h.sonuna yeni yerler gezip yazı eklemeyi düşünüyorum :)