10 Ağustos 2010 Salı

Sultanhmet

Epeydir yazı giremiyordum bu bloğuma. Hayat telaşesi, sağlık sorunları vs derken pek bir aksattım. Ama yazmak öyle bir tutku ki, boş bir an yakaladığında içindeki birikim bir anda dağılıyor ve insan huzura eriyor.

Sultanahmet'e ilk olarak beş yıl önce arkadaşım Fatih'le birlik gitmiştik. O zamanlar Kocaeli Üniversitesinde öğrenciydim. Yeni fotoğraflar elimde olmadığı için o zaman çektiklerimi yayınlayacağım burada. O zamanki makine 3.2 mp'di zamanın şartları gereği. Şimdi 10 mp'lerden bahsediyoruz günümüzde. Teknoloji çok hızlı çok.

Sultanahmet'te gezilecek bir sürü tarihi yer var. Mesela; Ayasofya Camii, Topkapı Sarayı, Yerebatan Sarnıcı, Sultanahmet Camii, Dikilitaş ve Gülhane Parkı gibi. İlk fotoğraf Ayasofya Camii'sinden. Burası İstanbul'un fethinden önce dünyanın sayılı büyük kiliselerindenmiş. Bakın hala en üstte Hz İsa resmi var. Bir de camiiye dönüştürüldükten sonra  yuvarlak şeklinde arapça yazılar yazan şeyler var. Şu an ismi aklıma gelmiyor. O kadar büyükler ki, onları camiinin içinde yapmışlar. Kapıdan girmeyecek kadar büyük.

Burası da Osmanlı Devletine en uzun yıl saraylık yapan Topkapı Sarayı. Yanlış hatırlamıyorsam yaklaşık 400 yıl kullanılmış. Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılmış. İçinde meşhur kaşıkçı elması var. Dilden dile dolaşan efsaneye göre o satılsa Türkiye'nin dış borcunun yüzde bilmem kaçı kapanırmış. İç kısımlarının fotoğrafları bende mevcut değil maalesef.
 Ahh işte varmış iç kısımlardan bir fotoğraf. Burada sarayın bölümleri var. Sarayda çalışacak elemanların yetiştirileceği Enderun Mektebi, Harem yani padişahın özel hayatının geçtiği yer ve üçüncü bölüm devlet işlerinin yürütüldüğü bölüm.
Burası da Sultaahmet camii. Normal zamanlarda ana baba günü gibi kalabalık olur. Namaz saati dışında içeriye turistler girebiliyor. Eğer kışın çok üşüdüyseniz ve buraya girerseniz kendinizi dünyanın en huzurlu insanı hissedebilirsiniz. O kadar temiz ki ve yerden ısıtmalı ayrıca.
Ve Alman Çeşmesi. Fotoğraftaki kişiyi tanımıyoruz :) Sanki bize poz vermiş değil mi? 2. Abdülhamit döneminde Alman İmparatoru tarafından hediye olarak yaptırılmıştır.
Gülhane Parkında Aşık Veysel heykeli var şekil A'da görüldüğü gibi. Soldaki benim beş yıl önceki halim... Burada konserler ve sanat etklinlikleri düzenleniyor zaman zaman. Geri kalan zamanlarında sıradan büyük bir park olarak işlev görüyor. Etrafta sarışın yabancı turistlerle el ele gezen kara kuru Türkiye vatandaşı tiplerini görebilirsiniz. İnsan diyor hemen atlamış ayarlamışlar diye :) E ama öyle...
Son olarak meydandan Sultaahmet Camii'nin fotoğrafını koymasam olmazdı...

Hiç yorum yok: